İlk yazmaya başladığım günden bugüne tam 9 ay oldu. Bu süreç içerisinde zaman zaman kopmalar olsa da serinin 10. Bölümü ve aynı zamanda final bölümü ile sizlerleyiz. Geride bıraktığımız 8 bölümde sosyal mecralara ve onun karanlık yüzlerine değinmiş ve bundan önceki bölüm olan 9. Bölümde ise genel olarak internetin hayatımızdaki gizli yerinden bahsetmiştik. Bu final bölümünde ise gençleri bekleyen gelecekten bahsedeceğiz.
Cümlelerime başlamadan çok sevdiğim bir sözü sizlerle paylaşmak isterim. “Gelecek gelen bir şey değil inşa edilen bir şeydir…”
Evet tüm yazımızın ana teması bunun üzerinde ilerleyecek. Bizler yaşayan varlıklar olarak her 7 yılda bir değişim gösteririz. Bu değişimleri fark etmesek de hiç bir canlı 7 yıl önceki kendisi ile aynı değildir. Vücudunda bulunan hücreler de dahil her bir varlığı ile yenilenmiştir. Bunu en iyi anlatan benimde çok eskiden beri sıkı takipçisi olduğum barış abi nam-ı diyar Barış Özcan dı. Barış abiyi ilk keşfettiğim zaman sene 2013 tü. O zamanlar tam manası ile youtube’a başlamamış kanalına sadece premier pro eğitim serisi yüklemişti. Daha sonra ise yüklemeye başladığı ilk videodan bugüne onunla birlikte öğrendim onunla birlikte geliştim. Ve bugün eğer burada bu satırları okuyor iseniz onunda bir nebze olsun katkısı vardır. Barış abi ile öğrenirken fark ettiğim yeteneklerim ve merakım sayesinde 7 ay gibi çok kısa bir sürede birbirinden alakasız iki sektör arasında geçiş yaptım.
Bu geçiş esnasında hem bu kadar rahat hemde bu kadar hızlı geçiş yapmamın ana nedeni tabi ki de geleceğin gelen bir şey olmayıp inşa edilen bir şey olması idi. 2014 ten bu yana fırsat buldukça merakım olan bilişim sektörü üzerine çeşitli araştırma ve yazılar okuyup bugünün temelini atmaya çalıştım. Şimdi iste geleceğin temellerini atmak için gayret ediyorum. Gelin şimdi bu atmaya başladığım temelleri biraz bahsedeyim.
1.) Web Tabanlı Programlamaya Tam Hakimiyet.
Şuan halihazırda Html, Css, Bootstrap ve Orta seviye Php bilgim var. Bu bilgileri daha da oturtarak web tabanlı programlama dili olan Php ve onun frameworklerine hakim olabilmek.
2.) Kazanılan öğrenimleri nakit’e dönüştürmek.
Yani tam manası ile sektörler arası geçiş yaparak hayatımı sürdürebilmek için gerekli olan parayı bilişim sektöründen kazanabilmek.
3.) Bir yan gelir elde etmek.
Teknoneed.com gibi bir projeyi büyüterek yan gelir elde etmek. Bakarsınız yan gelir diye başladığınız iş sizi beklemediğiniz yerlere götürür…
Bu üç ana temel üzerinde şekillenecek olan geleceğimin bana ne getireceğini bilmiyorum lakin birazda size dünyanın hangi yöne doğru inşa edildiğinden bahsedeyim. En yakın haber şüphesiz Elon Musk’ın Neuralink projesi. Gerçi bu proje başka diğer projelerinin bir ayağı olsa da insanı gerçekten düşündürmemesi elde değil. Bir çip vasıtası ile insan beynini yapay zeka ile birleştirerek yarı insan yarı robot değişik bir cinsi ortaya çıkarmakta. Asılında bakarsanız son 10 senenin tüm bilim kurgu filmlerinde bu tarz kurgulara yer verilmekte.
Şahsi düşüncem eğer biz gençler gözlerimizi açmaz ve ufak işlerle meşgul olursak treni kaçıracağız. Çünkü bu tren diğer trenler gibi gitmiyor. Daha akıllı telefonların hayatımıza gireli 15 sene olmamışken biz bunları konuşuyor isek şayet trenin gidiş hızının normal olmadığını anlayabiliriz. Peki ne yapmak gerek diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Anlatayım, çok yönlü olmayı ve kendimizi eğitebilmeyi öğrenmemiz gerek. Benim gözlemlerim ile belirtmem gerekir ki biz Türk geçleri fazlası ile kolaya konuyoruz. Konuştuğum kim varsa hala ve ısrarla devlet memuru olmaya çalışıyor. Eski devir çoktan bitti. 90 doğumlular ve sonraki devreleri asla emeklilik göremeyecekler. Bizler sürekli tekrarlayan işlerde yavaş yavaş çalışmayı azaltacağımızdan (Endüstri 4.0 ile birlikte) bir çoğumuz şuan üst düzey dediğimiz kişilere dönüşedsaceğiz. (Dönüşmek zorundayız.) Bundan dolayı üzgünüm ki emeklilik hayal bizim için.
Bir diğer husus uzay kolonileri. Yıl 1969 ve ABD Aya ayak bastı. O zamanın imkanları ile bu yapıldı ve şimdi biz bambaşka şeyler konuşuyoruz. Eğer yapılırda Ay ve Mars da koloniler kurulmaya başlar ise bir zamanların sinema filmi olan Elysium da ki gibi bir grup insan gidebilirken bir grupsa dünyada onlar için çalışarak ölmekte. Çok tanıdık geldi değil mi?
Toparlamam gerekir ise bizler hiç bir şeyin bir önceki güne benzemediği bir devirde doğduk. Bu devri iyi okumalı geleceğe hazırlanmalıyız.
Başka yazılarda buluşmak dileği ile…