Bugün sizlerle birlikte geleceği biraz irdelemek istedim ama önce geçmişe internetin doğumuna bakalım.
"İnternet’in tarihi, 1950’lerde bilgisayarların gelişmesi ile başlar. Paket ağlarının ilk tasarımları ABD, İngiltere ve Fransa’daki çeşitli laboratuvarlarda şekillenmiştir. 60’ların başında ABD Savunma Bakanlığı tarafından desteklenen ağ çalışmalarındanl birisi, İnternet Protokolü’nü kullanan ilk ağ olan ARPANET’tir."
Arpanet den daha önce bahsetmiştik. Amerikan ordusu tarafından haberleşme için geliştrilen yazılımsal protokol geliştirilerek günümüzdeki mevcut interneti oluşturmuştu.
Aslında basit anlatım ile iki bilgisayarın haberleşmesi diyebiliriz buna ama bu iki bilgisayarın sayısı milyonla çıkartırsak interneti tanımlamış olabiliriz. İşte bu milyonlarca bilgisayardan gelen düzensiz bilgi ağına dark web (deeb web) denir. Bu bilgilerin düzenli bir şekilde toplanıp bize sunulduğu yerler ise “www” dediğimiz alanlardan oluşmakta.
Geçtiğimiz günlerde google amcamızında öne çıkardığı “word wibe web” internet haberleşme protokolü günümüz internet kullanıcılarının en çok yararlandığı hatta belkide bir alan adı ile birilerinin zengin olmasını sağladı bu protokol.
Word wide web den önce varolan internet grafik arayüzü olmayan bir yapıda tam da deep web deki gibi karmaşık bir ortamda idi. Aslına bakarsanız www nün derin internet ile aramıza bir katman oluşturduğumu görebilirsiniz. Karmaşık bir yapıdan düzenli yapıya geçiş olarak tanımlaya bileceğimiz www bugün yaygın bir şekilde tüm dünyada kullanılmakta.
Basit html kodları ile tanımlanan sayfalar browser ile okunarak kullanıcıya sunulur. Zaman içerisinde, kullanılan bilgisayarların gelişmesi ve tasarım anlayışının gelişmesi ile birlikte kullandığımız arayüzler daha göz alıcı hale gelmişti. Daha sonrasında ise gelişen grafik arayüzleri ile beraber oyunlar, bilim kurgu filmleri gibi bir çok sektörü etkileyen bir dalga gerçekleşti. Bu dalga günümüzde de devam etmekte.
Peki bu gelişme sonucunda ne oldu? Gelişen grafik arabirimi önce detaylarda kendini göstermeye başladı daha sonrasında ise çeşitli eklentiler ile beraber VR dediğimiz teknolojinin ortaya çıkmasını sağladı bu gelişim. Belki duymuşsunuzdur bunu. Gözlük misali takılan bu cihaz ile sanki içindeymişcesine oynanan oyunlar, izlenen filmler, tasarlanan projeler mevcut idi.
Şimdilerde ise büyük fırmalar küçük balıkların peşine düşmüş durumdalar. Gelişen grafik arabirimi şuan bizlere gerçek dünya ile sanal dünyanın iç içe girdiği bir döneme doğru ilerlemekteyiz. Bu ilerleme öyle farklı bir dalga halinde geliyor ki hiç birimiz farkında değiliz belkide farkında olan bir kitle vardır ama ne yazık ki sesleri duyulmayacak kadar azlar.
Bu yenilikleri bazı meraklılar dışında herkes normal karşılıyor nedense. Kimse işin içinde olmakta istemiyor. Kalıpların dışına çıkmak elbette zor ama genç nesilden ziyade bizim şimdiyi toparlamamız lazım arkadaşlar. Evet gelecek nesil bu dalganın içerisinde yetiştiği için elbette ayakta kalacaktır ama bizler de onlarla beraber yürümeyi bilmeliyiz. Hiç yoktan en azından bir algoritma kurmayı -ki algoritmayı biz her gün kuruyoruz farkında değiliz- basit kodları. kod okumayı öğrenmeliyiz.
Sözün özü dostlar senelerce sosyal medya mecralarında çürüttüğünüz saatleri bir kenara koyacak olursak ülke olarak kaybettiğimiz yılları tekrar yakalayabilmek adına sadece yeni nesil değil bizlerinde genci yaşlısı hepimiz çalışması gerek ve inanın bu iş hem kolay hemde acayip zevkli. Bırakın büyükleriniz emeklilik hayali kursun, sizlere empoze ettikleri memur, doktor gibi geleceği olmayan mesleklere yönelmektense geleceği yönetmeye davetlisiniz.