Blog

Farklı Bir Bakış Açısı Bölüm-1

21 Ocak 2020

Hemen hemen hepimizin evinde bilgisayar veya telefon var. (Akılsızda olsa) Ve biz anne babamızdan veya büyüklerimizden veyahut çevremizden edindiğimiz bilgilere göre kullanmaya çalışıyoruz bu elektronik cihazları. Kimimiz mesajlaşmak, kimimiz konuşmak, kiminiz oyun oynamak için kullanıyor bunları. Uyanık kaldığımız zaman diliminde boş vakit dediğimiz (aslında boş olmayan) vakitlerde hiç başından ayrılamadığımız cihazlarımız acaba gerçekten de bunlar için mi üretilmişti?

Hemen aklınıza evet demek gelmiştir. Evet bunlar için; İnsanların hayatlarını kolaylaştırmak, zamandan tasarruf ettirmek(ki o tasarruf a boş zaman demişiz) kısacası bizim için üretilmiş aletleri kullanmakta en doğal hakkımız bizim. Peki biz onları kullanırken ya onlar bizi kullanıyorsa?

Günlük yaşantımıza baktığımızda hayatımızı kolaylaştırmış birçok elektronik cihaz var. Ve hemen hemen hepsi bizim kontrolümüzde. Klimanın sıcaklık ayarı, televizyonumuzda ne izlediğimiz, cep telefonunda girdiğimiz siteler, yüklediğimiz uygulamalar aslında hayatımız bizim kontrolümüzde dimi? Yani en azından biz ne istersen etrafımız ona göre şekilleniyor da denebilir.

Her gün kullandığımız telefonlarda yüklediğimiz oyunlarla, girdiğimiz sosyal medya araçları ile vakit geçiyoruz. Belki günde 30 dakika belki 1 saat belki daha fazla zaman geçirdiğimiz sosyal medya da kim nereye gitmiş, kim kiminle ne yapıyor, hangi takım kime kaç kol atmış gibi birçok şeyi takip ediyoruz. Kendimizi mutlu hissettiğimiz için mi takip ediyoruz?

Bu soruya cevabınız evet ise üzgünüm. Yapılan araştırmalar sosyal medyanın insanlar üzerindeki etkilerinin olumsuz olduğunu söylüyorlar. Şimdi uzmanları bir kenara bırakarak kendimizi izlemeye başlayalım mı ne dersiniz?

Çok samimi olduğunuz kız ya da erkek bir arkadaşınızı düşünün. Gerçek hayatta  (burda gerçek hayattan kasıt tamamen teknolojiden uzak yüz yüze bir diyalog) arkadaşınız ile konuşurken dikkat ederseniz daha kaba konuşmalar geçtiğini samimi gözükürken aslında her şeyin bir yalan olduğunu düşünmediniz mi? Telefonda konuşurken ya da whatsapp da mesajlaşırken daha cana yakın olduğunu ama yüz yüze iken o sıcaklığı yakalayamadığınızı fark etmediniz mi?

Ya da kendimize bakalım İnstagram da hikaye paylaşırken veya Facebook da gönderi paylaşırken büründüğümüz duyguları hiç düşündünüz mü?

Arkadaşlarınızın paylaştıkları gönderilere bakarken hissettikleriniz gerçek hisleriniz mi?

İnternet dünyası aslında bizim iç dünyamızın en saf halini yansıtıyordu. Gerçek hayatta ruhumuza giydirmiş olduğumuz vücutlar yoktu. Aslına her birey hayal dünyasındaki karakteri yaratmıştı internet dünyasında. Olmak isteyip de olamadığımız bir dünyaydı burası.

Paranın yerine düşüncelerin geçtiği, insanların dış görüşünün hiç bir önemi olmadığı bir yerdi burası. Hayır hayır yanlış yazdım. Tam tersi paranın hükmettiği insanların dış görünüşe göre değer verildiği insanların hissiz, gelişi güzel konuştuğu bir yerdi burası. Herkesin birbirini çekiştirdiği insanları birbirinin üstün olma yarışında en önde giden sosyal medya ünlüleri ile meşhur şu aralar. Evet artık başlayalım mı hikayemize…

Bizim anne babamı zamanında ünlü olabilmek için birilerinin sizin yeteneğini keşfetmesi gerekliydi. Şimdi ise elinizde tüm dünyaya sesinizi duyurabilceğiniz twitter, instagram ve youtube gibi kitle iletişim medyaları var. Peki bu şekilde ünlü olabilmek çok mu zor? Tabi ki hayır sadece biraz sabır ve ilgi gerekli. Birazda kalite tabi ki…

Şimdilerde herkes ünlü oldu kimisi “örümceeek” dedi kimisi “oyun hayattır” dedi. İnsan bazen sorguluyor ister istemez neden bu kadar kitlesi oluyor izleyenler ne amaçla izliyor diye siz neden izliyorsunuz? Sizin tercihiniz hangi kitle iletişim medyasında ünlü olmaksa kaliteden hiç bir zaman ödün vermemelisiniz.

Kaliteli içerik her zaman yavaş değerlenir ama asla değersiz kalmaz. Biz insanoğlu aceleciyiz her şeyi biran evvel ünlü olmak her şeyden önce paraya boğulmak istiyoruz. Hızlı gelen para çabuk erir diye boşa dememişler ama. Neyse konumuz uzun gelecek hafta  twitter ile başlıyoruz…

Paylaş / Share
Merhaba

Benim her hangi bilişim diplomam yok. Lise ve Üniversite eğitimlerimi Sağlık teknikerliği üzerine aldım. Ancak hobi olarak başladığım ve sonradan hayatımı adadığım bu sektörün en alt seviyesinden gelip, biraz mecburiyetten ve daha çok meraktan dolayı çok kısa sürede kendimi yetiştirerek Web Yazılım Uzmanı ünvanı ile birlikte bireysel ve ekip olarak projeler geliştirmeye devam ediyorum. Devamını Oku